Schedule a Visit

Nulla vehicula fermentum nulla, a lobortis nisl vestibulum vel. Phasellus eget velit at.

Call us:
1-800-123-4567

Send an email:
monica.wayne@example.com

Bebeklik döneminin bugünümüze mirası: Bağlanma…

5 yıl ago · · Bebeklik döneminin bugünümüze mirası: Bağlanma… için yorumlar kapalı

Bebeklik döneminin bugünümüze mirası: Bağlanma…

Bağlanma; bağlanma figürü olan anne ile bebek arasında oluşmaktadır. Anne karnından itibaren başlayarak 24 aya kadar şekillenmekle birlikte etkileri yaşam boyu sürmektedir. Bu dönemlerde bebeğin ihtiyaçlarının karşılanması, değer verilmesi ve ilgi gösterilmesi sonucunda bebek kabul gördüğünü ve kendisinin özel olduğunu hissederken, bunların aksi gerçekleştiğinde ise; değersizlik hissi oluşur.

Bağlanmanın iki stili ön plana çıkmaktadır. Bunlardan ilki güvenli bağlanma stilidir…

Çocuk eğer ki ihtiyacı olan ilgiyi ve sevgiyi kesintiye uğramadan ve tutarlı bir şekilde aldıysa hem annesine hem de dünyaya güvenli bir şekilde bağlanır. Bir çocuğun annesine güvenli bağlandığını ise şu şekilde anlayabiliriz;

  • Annesine istediği anda ulaşabileceğinin farkındadır,
  • Annesi yanından ayrıldığında normal bir gerilim yaşarlar ve yabancı varlığında sakinleşebilir,
  • Anneyle tekrardan kavuştuğunda ise, sarılma, sevinme, mutlu olma gibi tepkiler verir.

Güvenli bağlanan çocuklar yetişkin olduklarında ilişkilerinde güvende hissederler,ilişkilerini sürdürmekte başarılı olurlar ve sorun çözme becerileri daha gelişmiştir.

Diğer bir yandan anneyle güvenli bağlanma stilini geliştirememiş, yani Güvensiz bağlanma stillerine sahip olan çocuklar, bunu sıklıkla görülen 2 tip güvensiz bağlanma stiliyle gösterirler; bunlardan ilki; Kaygılı kararsız bağlanma stili, ikincisi ise Kaçınmacı Bağlanma Stilidir.

Bir çocuğun annesine kaygılı kararsız bağlandığını şu şekilde anlayabiliriz;

  • İhtiyacı olduğunda annesine ulaşabileceği konusunda emin değildir.
  • Annesi ortamdan ayrılırken aşırı üzüntü ve kopamama davranışı gösterir, ayrılığa karşı dirençli bir tutumu vardır.
  • Annesiyle tekrar kavuşma yaşadığında ise anneye öfkeli ve reddedici bir tavır alır, yatışmakta güçlükler yaşar ve başka şeyler ile ilgilenmekte isteksizlik gösterir.


Bir çocuğun annesine kaçınmacı bağlandığını ise şu şekilde anlayabiliriz;

  • İhtiyaç duyduğunda annesinden yanıt alabileceğine dair güvensizlik söz konusudur.
  • Annesiyle birlikteyken duygularını paylaşmak istemez.
  • Ayrılık yaşanıp tekrardan kavuşma gerçekleştiğinde ise, hiçbir şey olmamış gibi dikkatini başka bir odağa yöneltir, yakın olmak için çaba göstermez.

Güvensiz bağlanma stillerine sahip olan kişilerin ilişkilerinde, güven duygusu hakim olamamakla birlikte, ilişkilerini sürdürmekte güçlükler, reddedilme ve terk edilmeye dair yoğun kaygılar yaşarlar, sevilmeye layık olmadıkları ve değersiz olduklarına dair inançlar geliştirirler.

Güvenli Bağlanma Stilinin İlişkilere Yansıması Nasıl Olur?

Güvenli bağlanma biçimine sahip olan kişiler;

  • İlişkilerinde eşitliği ön planda tutarlar,
  • Yaşanan krizlere olumsuz yaklaşımlar sergilemek yerine olumlu yaklaşırlar,
  • Etkin ve sağlıklı iletişim becerilerine sahiptirler,
  • İlişkilerinde güvende hissederek süreklilik sağlayabilirler ve doyurucu ilişkiler kurarlar,
  • İlişkilerde yalan, aldatma, güvensizlik, kıskançlık vb. sorunlar yaşandığında ise, sorunlar hakkında konuşmayı daha çok tercih ederler,
  • Ayrılık gelip çattığında ise; kendilerini izole etmek yerine sosyal ilişkilerinden destek almayı tercih ederlerken, ayrılıkla daha kolay baş edebilirler.

Kaygılı Kararsız Bağlanma Stilinin İlişkilere Yansıması Nasıl Olur?

Kaygılı kararsız bağlanan kişilerde;

  • Yakınlık kurma ihtiyacı söz konusu olmakla birlikte
  • Kişilerin ilişkilerinde öfke ve kıskançlık duygusununhakim olması görülebilmektedir,
  • Sürekli olarak romantik ilişki içerisinde oldukları kişilerin desteğine ihtiyaç duyarlar,
  • İlişkilerde yalan, aldatma, güvensizlik, kıskançlık vb. sorunlar yaşandığında ise, konuşmaktan kaçınırlar, var olan sorunları görmezden gelmeyi tercih ederler,
  • Ayrılık gelip çattığında ise; ilişkilerini bir şekilde devam ettirmeye çalışırlar,
  • Ayrılık kararını almakta güçlük çektiklerinden dolayı, ilişkiyi bitirme kararını genellikle birlikte olduğu kişi alır.

Kaçınmacı Bağlanma Stilinin İlişkilere Yansıması Nasıl Olur?

Kaçınmacı bağlanma stiline sahip olan kişiler;

  • Uyumsuz taraf olabilirler.
  • İlişkilerde hem çatışmaktan hem de sorunları çözmekten kaçınırlar,
  • Romantik ilişki içerisinde olduğu kişi ile yakınlık kurmak ve güvenmek istemezler,
  • Sorun çözmekten kaçınırken aynı zamanda terk edilmekten de yoğun bir şekilde kaçınırlar,
  • İlişkilerde yalan, aldatma, güvensizlik, kıskançlık vb. sorunlar yaşandığında ise, romantik ilişki içerisinde olduğu kişidenuzaklaşır, ilişkiyi sonlandırma kararını alabilirler,
  • Ayrılık gelip çattığında ise, üzüntü yerine rahatlama duygusunudaha çok yaşayabilirler.

Bağlanma stilleri, anne karnında başlayarak yaşam boyu etkisini sürdürmekte olup, gelişebilir ve değişebilir niteliktedirler. Bağlanma stillerinize yönelik bir uzmandan destek alabilirsiniz.

Karnım değil, Duygularım doysun…

5 yıl ago · · Karnım değil, Duygularım doysun… için yorumlar kapalı

Karnım değil, Duygularım doysun…

Olumsuz duygular yaşadığınızda, tok olduğunuz halde yemek yeme davranışına yöneliyorsanız “ duygusal yeme ” davranışından bahsedebiliriz. Buradaki yemek yeme davranışının amacı; fizyolojik bir ihtiyaçtan değil, tamamiyle duyguları kontrol etme ihtiyacından doğmaktadır.

Yemek yemeyi duygularımız tercih etmediğine göre, nereden geliyor bu duygusal yeme?

Duygusal yeme, öğrenilmiş bir davranıştır. Özellikle çocukluk döneminde büyüdüğünüz aile ortamının etkisi büyüktür, örneğin; sorumluluklarınıza (ödev yapmak, sınava hazırlanmak gibi.) sadece yemek saatinde ara vermenize izin verildiyse, bu durum sizin yemek yeme davranışına yönelmeniz gerektiğini öğretmiş olabilir.

Duygusal yeme davranışına neler sebep olur?

Olumsuz duygular ve baş etme güçlükleri sizi duygusal davranışa iten sebeplerdir. Hayatınızda sıkışmış ya da çaresiz hissettiren, üzgün ya da öfkeli hissettiren, kaygılı ve ya stresli hissettiren olaylar, önem verdiğiniz bir konuda çözüme ulaşamamak, ilişki sorunları yaşamak, stresli bir iş gününden çıkmak, sevilen birisini kaybetmek, yoğun bir öfke ya da kaygı yaşamak, öğrenilmiş olan davranışı otomatik olarak devreye sokarak tok hissettiğiniz halde, kendinizi buzdolabının önünde bulmanıza sebep olur.

Peki duygusal yeme davranışını değiştirmek için hangi adımlar atılabilir?

SORUNU TANIMLA: İhtiyacınız olan şey gerçekten yemek mi? Yoksa duygularınızı ifade etme ihtiyacınız mı?

SORUNA DEĞİL, ÇÖZÜME ODAKLAN:  yaşadığınız sorunu tanımladıktan sonra “ ne yapsam bir çözüm elde edebilirdim?” gibi çözüme yönelik sorular sorun.

REDDETMEK YERİNE KABUL ET: Olumsuz duyguların da olduğunu ve bu
duyguların yaşanmasının da doğal olduğunu kabul edin.

ALTERNATİFLER YARATIN: Yemek yeme davranışına yönelmek istediğiniz
zamanlarda hemen devreye sokabileceğiniz alternatif seçenekler geliştirin, örneğin; yürüyüş yapmak, bir arkadaşınızı aramak, film izlemek, nefes egzersizi yapmak.. gibi.

Duygusal Yeme bir çözüm değil, sadece erteleme davranışıdır.

Eğer ki, Duygusal Yeme davranışınızın olduğunu düşünüyorsanız, bir uzmandan destek alarak çözüm elde edebilirsiniz.

× Bilgi ve Randevu Almak İçin